top of page

YahudiliÄŸin Tarihçesi

Yahudi geleneÄŸinde Yahudi kavmini tanımlamak için Ä°brani, Ä°srail ve Yahudi isimleri kullanılır. Musevi ise ülkemizde yaÅŸayan Yahudilerce kullanılan bir isimdir.

Yahudiler kendilerini etnik olarak Hz. Ä°brahim, onun oÄŸlu Hz. Ä°shak ve torunu Hz. Yakub’a dayandırırlar (Ä°braniler). Dinî açıdan ise MÖ 13. yüzyılda Hz. Musa’ya gelen vahiyle baÅŸlatırlar (Yahudilik).

MÖ 13.-5. yüzyıllar arasında yaÅŸamış olan Ä°srâiloÄŸulları’nın dinî uygulamalarını, ikinci mâbed döneminden (MÖ 5-MS 1. yüzyıllar) itibaren ÅŸekillenmeye baÅŸlayan sistemli bir din olarak Yahudilik’ten ayırmak için bu ilk aÅŸamayı ifade etmek üzere “eski Ä°srâil dini” tabiri kullanılmaktadır. Eski Ä°srâil din, sistemli ve resmî bir dinden ziyade Ä°srailoÄŸulları arasında uygulanan farklı inanç ve ritüel biçimlerini belirtmektedir.

Yahudilik ise Ä°srâiloÄŸulları’nın YeÅŸu döneminde kutsal topraklara yerleÅŸmesinin ardından uzun bir süreç sonunda siyasî-hukukî, eskatolojik ve teolojik-mistik boyut kazanmış, ancak Rabbânî gelenek ve OrtaçaÄŸ yahudi düÅŸüncesi kanalıyla bugün anlaşılan manada dinî sistem hâlinde teÅŸekkül etmiÅŸtir. Yahudilik özellikle modern dönemde kazandığı farklı açılımlar ve kırılmalar yoluyla geliÅŸimini sürdürmüÅŸtür. Bu anlamda Yahudilik, tek ve deÄŸiÅŸmez yapıya sahip bir sistem olmaktan ziyade, yahudilerin çeÅŸitli dönemlerde farklı kültürlerle (Bâbil, Pers, Grek, Roma, hı- ristiyan Bizans, Sâsânî, müslüman Arap, Osmanlı ve Avrupa) yaÅŸadıkları tecrübe ve karşılıklı etkileÅŸimler neticesinde biçimlenen bir sistemi ifade etmektedir.

YahudiliÄŸin Adları

Yahudi

KRONOLOJÄ°K YAHUDÄ° TARÄ°HÄ°

Ä°brani terimi, Yahudiler tarafından kurucu atalar olarak kabul edilen Hz. Ä°brahim, oÄŸlu Hz. Ä°shak ve torunu Hz. Yakup ile onların çocuklarını tanımlar.

Ä°brani

Yahudilere göre Ä°srail terimi, “Tanrı’yla uÄŸraÅŸan” anlamında Hz. Yakup’un lakabıdır. Hz. Yakup, kendini ‘Tanrı adamı’ olarak tanıtan birisiyle güreÅŸmiÅŸtir. Hz. Yakub’u yenemeyen bu kiÅŸi, ‘Tanrı’yla ve insanlarla güreÅŸip yendin. Artık sana Yakup deÄŸil Ä°srail denecek” diyerek onu kutsamıştır.2 Bu olaydan sonra Ä°braniler, Babil sürgününe (MÖ 587) kadar Ä°srail ve Ä°srailoÄŸulları olarak anılır.

Ä°srail

Musevi terimi, Hz. Musa’nın ÅŸeriatına baÄŸlı kimse anlamındadır. Yahudiler, Türkiye’de kendilerini ‘Musevi’ olarak adlandırırlar. ÖrneÄŸin ‘Türk Musevi Cemaati’ veya ‘Türkiye Musevileri Hahambaşılığı’ böyledir.

• Tevrat’ta göçebe bir Ä°brani ÅŸeklinde nitelendirilen ve Mezopotamya’da yaÅŸadığı kabul edilen Hz. Ä°brahim, Tanrı’nın vahyi doÄŸrultusunda Ken‘an topraklarına göç etmiÅŸ ve burada göçebe bir hayat sürmüÅŸtür.

• Kalabalık bir nesle sahip olacağına dair ilâhî vaadin tecellisi olarak geç yaÅŸta câriyesi Hâcer’den Hz. Ä°smâil, ardından karısı Sâre’den Hz. Ä°shak doÄŸmuÅŸ, bu iki oÄŸlundan Ä°smâiloÄŸulları ve Ä°srâiloÄŸulları ortaya çıkmıştır.

• Tevrat’ta Tanrı’nın Hz. Ä°brahim ile bir ahit yaptığı, kendisini ve soyunu bereketli kıldığı, Kenan topraklarını mülk olarak soyuna verdiÄŸi ifade edilmektedir.

• Hz. Ä°brâhim, Hz. Ä°shak ve Hz. Yakub’dan meydana gelen üç büyük Ä°brânî atasının ve Yakub’un on iki oÄŸlunun hikayeleri, Hz. Yusuf’un Mısır sarayındaki yükseliÅŸi, Kenan’da baÅŸ gösteren kuraklık yüzünden Yakub’un ve diÄŸer oÄŸullarının onun himayesinde Mısır’a yerleÅŸmeleri ve burada çoÄŸalmaları Tevrat’ın Tekvin bölümünde ayrıntılı biçimde anlatılmaktadır.

• 400 veya 430 yıllık bir süreye denk gelen Mısır dönemi , Ä°srâiloÄŸulları’nın geniÅŸ bir aileden on iki kabilelik kalabalık bir topluluÄŸa geçiÅŸ sürecini oluÅŸturmaktadır.

Atalar Dönemi: Hz. Ä°brahim’den Hz. Musa’ya Kadar (MÖ. 1800-MÖ. 1300)

Musevi

Yahudi terimi, Babil sürgünü sonrası ortaya çıkmıştır. Babil halkı, Yahuda’dan sürgün edilen Ä°srailoÄŸullarını ‘Yahudalı’ anlamında ‘Yahudi’ olarak adlandırır. Bu tarihten itibaren Ä°srailoÄŸulları, Yahudi olarak anılmaya baÅŸlanır. Yahudi kavramından türetilen Yahudilik, bu tarihten itibaren Hz. Musa’nın getirdiÄŸi dinin adı olmuÅŸtur.

Mısır’dan Çıkış ve MilletleÅŸme Dönemi: Hz. Musa Dönemi (MÖ. 1300-1200)

• Tevrat’a göre Ä°srailoÄŸulları Mısır’da kısa bir refah döneminin ardından köleleÅŸtirilmiÅŸtir. Onları

 Firavun’un zulmünden (kölelikten) Hz. Musa kurtarmıştır.

• Ä°srailoÄŸulları’nın, Hz. Musa önderliÄŸinde Mısır’dan çıkarılıp mucizevî biçimde Kızıldeniz’den geçirilmeleri, daha sonra Sina dağına ulaÅŸtırılıp burada Tanrı ile ahitleÅŸmeleri Ä°srailoÄŸulları tarihinde dönüm noktasıdır.

• Bu ahit kapsamında Ä°srail Tanrısı Yahve tarafından Hz. Musa’ya Ä°srailoÄŸulları’nın uyması gereken kuralları içeren Tevrat verilmiÅŸtir.

• Ä°srâiloÄŸulları, Hz. Musa zamanında Kenan topraklarına girememiÅŸlerdir. Hz. Musa’nın Sina dağına çıkıp orada kırk gün kalması sırasında Ä°srailoÄŸulları altından buzağı heykeli yapıp onu ilah edinmiÅŸlerdir. Daha sonra Kenan topraklarında yaÅŸayan halkla savaÅŸmak istememiÅŸ ve Hz. Musa’ya isyan etmiÅŸlerdir.

 • Mısır’dan çıkan bu ilk nesil, Ä°srail Tanrısı’na karşı gelmenin cezası olarak kırk yıl boyunca çöle mahkûm edilmiÅŸ, vaad olunan topraklara girmelerine izin verilmemiÅŸtir. Çöl dönemi boyunca itaatsiz tutumlarını sürdürmüÅŸlerdir.

• Hz. Musa’dan sonra Ä°srailoÄŸulları YeÅŸu önderliÄŸinde vaat edilmiÅŸ topraklara girdi.

• YeÅŸu, müstakil bir devlet kurmadı. Toprakları on iki kabile arasında paylaÅŸtırdı.

• YeÅŸu’nun ölümünden sonra Ä°srail kabileleri, “hâkimler” olarak adlandırılan seçilmiÅŸ dinî liderlerin önderliÄŸinde yerleÅŸik ziraî düzene geçmiÅŸlerdir.

• Bu dönemde kendilerini düÅŸmanlarının elinden kurtarmak ve doÄŸru yola iletmek için gönderilen hâkimlerin çabalarına ve uyarılarına raÄŸmen Kenanlı kavimlerin yolundan gidip Ä°srail Tanrısı yerine bu kavimlerin tanrılarına (Baal, AÅŸtarot vb.) tapmışlardır (Hâkimler, 2, 20-21).

• Kabileler ilk kez bu dönemde yerleÅŸik düzene geçtiler. Yahuda ve Bünyamin kabileleri güneye, diÄŸer on kabile ise kuzeye yerleÅŸmiÅŸtir

Hâkimler Dönemi (MÖ.1200 - MÖ. 1050)

• Bu dönemin en önemli üç kralı vardır: Saul, Davut ve Süleyman.

• Peygamber Samuel, Ä°srailoÄŸullarının talebi ve Tanrı’nın izniyle Saul’ü (Kur’an’da Tâlût) kral seçmiÅŸtir.

• Ä°srailoÄŸullarının ilk kralı seçilen Saul, Filistîlerle savaÅŸtı ve büyük baÅŸarılar kazanmıştır.

• Bir savaÅŸta Saul, Golyat’la (Kur’an’da Câlût) savaÅŸmaya cesaret edememiÅŸtir.

• Davut, Filistîli komutan Golyat’ı öldürünce ÅŸöhreti bir anda artmıştır.

• Kral Saul’ün ölümünden sonra Samuel peygamber Duvud’u kral olarak kutsamıştır.

• Kral Davut Kudüs’ü fethederek, 12 Ä°srail kabilesini tek merkezde birleÅŸtirmiÅŸtir.

• Ä°srailoÄŸulları altın çaÄŸlarını onun döneminde yaÅŸamışlardır. Hz. Davud zamanında krallık en geniÅŸ sınırlarına ulaÅŸmıştır (II. Samuel, 8, 10).

• Yahudilere göre Davut ve oÄŸlu Süleyman peygamber deÄŸil, kraldır.

• Kral Davud’un ölümünden sonra yerine oÄŸlu Süleyman geçmiÅŸtir.

• Kral Süleyman, komÅŸu krallıklarla anlaÅŸma yoluna giderek ve çok sayıda siyasi evlilikler yaparak babasından devraldığı topraklarda barışı saÄŸlamaya çalışmıştır.

• Kudüs’te Mabed’i (Bet-HamikdaÅŸ) inÅŸa ettirmiÅŸtir.16 Bu mabet, Yahudi halkının dinî ve millî hayatının merkezi hâline gelmiÅŸtir. I. Mabet Dönemi baÅŸlamıştır.

• Ä°srailoÄŸulları bu dönemde üç ÅŸeye birden sahip olmuÅŸlardır: Kral, devlet ve mabet.Kral Süleyman’ın ölümünden sonra kuzeydeki on kabile Ä°srail Krallığı adıyla bağımsızlığını ilan etmiÅŸtir. Yahuda ve Bünyamin kabileleri ise güneyde Kudüs merkezli Yahuda Krallığı’nı kurmuÅŸtur.

Krallar Dönemi (MÖ. 1050-MÖ. 900)

Kral Süleyman’ın ölümünden sonra kuzeydeki on kabile Ä°srail Krallığı adıyla bağımsızlığını ilan etmiÅŸtir. Yahuda ve Bünyamin kabileleri ise güneyde Kudüs merkezli Yahuda Krallığı’nı kurmuÅŸtur. Kuzey’deki Ä°srail kralları, dönemin peygamberlerinin bütün uyarılarına raÄŸmen Tevrat öÄŸretisinden sapmış ve politeist uygulamalara yönelmiÅŸtir. (I. Krallar, 18-19). Ä°srail Krallığı ilahî ceza olarak Asurlular tarafından iÅŸgal edilip yıkılmış ve kabileler sürgüne gönderilmiÅŸtir (MÖ 722).

Krallığın Ä°kiye Bölünmesi ve Sürgünler (MÖ. 930-586)

Güney Yahuda Krallığı (Ä°ki Kabile) Kral: Rehoboam BaÅŸkent: Kudüs Ä°nanç: Monoteist Tanrı Ä°smi: Yahve Yıkılışı: MÖ. 587’de Babil Kralı Buhtunnasr tarafından yıkılmıştır. Yahudi krallığı tamamen sona ermiÅŸ, Süleyman Mabedi tahrip edilmiÅŸ ve halkın büyük bir kısmı Babil’e sürgün edilmiÅŸtir. Böylece I. Mabet dönemi sona ermiÅŸtir.

Kuzey Ä°srail Krallığı (On Kabile) Kral: Yeroboam BaÅŸkent: Samiriye Ä°nanç: Politeist Tanrı Ä°smi: Elohim Yıkılışı: Asur Kralı II. Sargon 722’de bu krallığa son vermiÅŸ ve halk sürgün edilmiÅŸtir. Sürgüne gidenler diÄŸer milletler arasında asimile olmuÅŸ ve tekrar bölgeye geri dönememiÅŸtir

Ä°kinci Mabet Dönemi (MÖ. 538-MS. 70)

• Yahudiler Babil’de yetmiÅŸ yıl sürgünde kalmışlardır. Babil sürgünü, Perslilerin bölgeye hâkim olmasıyla sona ermiÅŸtir.

• Persler’in Bâbilliler’i yenilgiye uÄŸratmasının ardından bölgenin yeni hâkimi olan Pers Kralı KoreÅŸ, sürgündeki Ä°srailoÄŸulları’nın Yahuda’ya dönmelerine izin vermiÅŸtir (MÖ 538).

• Tevrat’ta, Yahudilere dönüÅŸ izni vermesi sebebiyle KoreÅŸ’e ‘Mesih’ unvan verilmiÅŸtir.

• Sürgünden dönenler mabedi yeniden inÅŸa etmiÅŸ, böylece Yahudi tarihinde Ä°kinci Mabet dönemi baÅŸlamıştır.

• Bu döneme KoreÅŸ’in görevlendirdiÄŸi ve yetki verdiÄŸi Ezra’nın reformları damgasını vurmuÅŸtur. Ezra dinî reformlar çerçevesinde; sürgün sırasında kaybolan ve unutulan Tevrat’ı yeniden kaleme almış, Cumartesi (Åžabat) uygulamasını yeniden tesis etmiÅŸ, kutsal toprak yerine kutsal soyu öne çıkarmıştır. Bunun bir yansıması olarak yabancı kadınlarla evliliklere son vermiÅŸ ve Yahudi olmak için Yahudi anneden doÄŸma ÅŸartını getirmiÅŸtir.Yaptığı reformlar sebebiyle Ezra, Yahudi geleneÄŸinde ikinci Masa olarak yüceltilmiÅŸtir.

• Bu dönemde Yahudi olmadıkları iddia edilen Samirîler Yahudi toplumundan dışlanmıştır.

• Bu dönemde ‘Ä°srailoÄŸulları’ ve ‘Ä°srailoÄŸulları dini’ yerine ‘Yahudi’ ve ‘Yahudilik’ kavramları öne çıkmıştır.

• Ä°kinci mabedin yeniden inÅŸasıyla baÅŸlayıp mabedin Romalılar tarafından MS 70 yılında yıkılmasına kadar süren bu dönem YahudiliÄŸin sistemleÅŸmeye baÅŸladığı dönemdir.

• Bu tarihten sonra Yahudilere kohenler (hahamlar) liderlik etmeye baÅŸlamıştır.

• Makedonya Kralı Büyük Ä°skender’in Perslerin kontrolündeki toprakları ele geçirmesiyle (MÖ. 332), Yahuda bölgesinde Yunan hâkimiyeti ve etkisi baÅŸlamıştır.

• Büyük Ä°skender’in ölümünden sonra, Yunan kültürü Yahudilere dayatılmaya baÅŸlamış, sünnet ve Cumartesi (Åžabat) kutlamaları yasaklanmış, mabede Zeus heykeli dikilmiÅŸ ve Yahudiler putlara tapmaya mecbur bırakılmışlardır.

• Yunanca konuÅŸan Mısır Yahudi cemaati için Tevrat, Yunancaya tercüme edildi. Bu çeviriye ‘Septuagint’ (YetmiÅŸler Çevirisi) denilmiÅŸtir.

Ä°kinci Mabet Dönemi (MÖ. 538-MS. 70)

• MÖ. 63’de Romalılar bölgeyi ele geçirince Yahudiler Roma’ya karşı ayaklanmışlardır.

• MS. 70’de Romalılar Yahudilerin baÅŸlattığı ayaklanmayı bastırmÅŸtır.

• Kudüs Romalı askerlerce tahrip edilmiÅŸ, mabet ikinci kez yıkılmış ve Yahudilerin büyük bir kısmı sürgüne gönderilmiÅŸtir.

• Ä°kinci Mabet döneminde Ferisilik, Sadukilik ve Essenilik adıyla bilinen üç büyük Yahudi grubu ortaya çıkmıştır.

Ä°kinci Mabet Dönemi Sonrası Yahudilik (MS. 70-MS. 600)

• Romalılar’ın Yahuda’yı ele geçirmesiyle birlikte (MÖ 63) Yahuda Krallığı sona ermiÅŸ, Yahuda doÄŸrudan Roma yönetimine baÄŸlanmıştır.

• Bu dönemde Ä°sa Mesih hareketi ortaya çıkmış, tebliÄŸiyle taraftar toplayan Ä°sa Mesih Yahudi din adamlarının ÅŸikayeti üzerine Roma Valisi Pilatus tarafından yalancı mesihlikle suçlanarak çarmıha gerilmiÅŸtir.

• Kudüs, Romalılar tarafından kuÅŸatılmış, mabet yıkılmış ve Yahudiler Kudüs'ten çıkarılmıştır. (MS 66-70).

• Bu dönemde Yahudi sözlü literatürünü oluÅŸturan MiÅŸna ve Talmud derlenmiÅŸtir. Sözlü geleneÄŸin derlenmesiyle Rabbanî Yahudilik ortaya çıkmıştır. Bu dönemde Yahudi dininin merkezine ikinci mabet döneminde ağırlıklı yere sahip olan mabet, kurban ve kohen sınıfı yerine Tevrat, sinagog ve din bilginleri (rabbiler) geçmiÅŸtir.

• Rabbanî dönem olarak da adlandırılan bu dönemde küçük bir Yahudi mezhebi olarak ortaya çıkan Hristiyanlık, hem Roma (Bizans Ä°mparatorluÄŸu’nun resmi dini hem de YahudiliÄŸe rakip bir din haline gelmiÅŸtir.

• Yahudiler, MS 70’deki sürgünden sonra 1948’de Ä°srail Devleti kuruluncaya kadar sürgünde yaÅŸamışlardır.

bottom of page